Diyetisyenimiz ayrıca tüm mide küçültme ameliyatı kararı alınmış hastalarda, ilgili hastanın ameliyat öncesi en az son 10 gün boyunca uymaları gereken bir diyet verecektir. Bu diyetle amaçlanan ; verilen ilk kiloların karaciğerden olması sayesinde karaciğer yağlanmasını ve dolayısı ile büyüklüğünü azaltmaktır.
Mide küçültme ameliyatı öncesi hastalara, bir check-up programı gibi, kandaki vitamin ve bazı mineral düzeyleri de dahil olmak üzere ayrıntılı bir kan tahlili yapılır. Karaciğer, böbrek, kanama / pıhtılaşma fonksiyonları, kan grubu, virüs markerları gibi birçok durum kliniğimizdeki doktor ekibimiz tarafından ayrıntılı olarak değerlendirir.
Bu aşamada endokrinoloji, kardiyoloji ve akciğer hastalıkları uzmanları ile birlikte çalışılmaktadır. Endokrinolog öncelikle Cushing, hipotiroidi gibi hormon hastalıklarına bağlı bir şişmanlığın söz konusu olmadığını muayene ve bazı kan testleri ile saptar. Diyabet (şeker hastalığı) varlığı, süresi, aşaması, insülin kullanma durumu da bu aşamada net biçimde ortaya konulur.
Kardiyolog tarafından detaylı hikaye ve muayene sonrasında hastanın yaşına ve basit tetkik sonuçlarına göre kimi zaman eforlu EKG ve hemen her zaman da normal EKG ve ekokardiyografi (EKO)istenir.
Akciğer sağlığının değerlendirilmesi için göğüs hastalıkları uzmanı tarafından yine hikaye ve muayenenin ardından mutlaka solunum fonksiyon testleri ve röntgen filmi görülür. Muayene ve bu tetkiklerin sonucunda ek tetkikler istenebilir. Hasta hazırlığına bu şekilde devam edilir.
Çok önemli iki tanı aracı tüm morbid obezite ameliyatlarından önce rutin olarak kullanılmak zorundadır. Bunlar hastaya gastroskopi ve üst batın ultrasonu yapmaktır.
Tüm şişmanlık ameliyatları öncesinde mutlaka bizzat endoskopi yapılmalıdır. Bu evrensel bir kuraldır. yandaş yutma borusu, mide ve onikiparmak bağırsağı problemlerinin olmadığını kesin anlamak için bu şarttır.
Ameliyat öncesi dönemde bir de mutlaka üst batın ultrasonu deneyimli radyologlar tarafından gerçekleştirilir. Ultrason tamamen zararsız ve hastanın ışın almadığı kolay bir görüntüleme yöntemidir. Obez kişilerde son derece sık gözlenebilen safra kesesi taşı bulunup bulunmadığını ve nadiren de olsa olabilecek başka karın içi yandaş problemlerin varlığını anlamada yardımcı olmaktadır ultrason.
Obezite cerrahi öncesinde safra kesesinde taş saptandığı takdirde aynı seansta safra kesesi ameliyatını da yapmak mümkün olmaktadır. Böylece obezite cerrahisi sonrasında ikinci bir ameliyata gerek kalmaz. Ayrıca karaciğer yağlanmasının da objektif olarak değerlendirilmesi gene ultrason ile mümkündür.